Kumral Ada Mavi Tuna


“Bir salı sabahı uyandım. Bütün gazeteler hayatta en çok sevdiğim kadının bir cinayet işlediğini yazıyordu. Bunu hiç beklemiyordum. Beynimden vurulmuşa döndüm. İç dengelerim şiddetle sarsıldı. Oysa gerçeği biliyordum ama bana kimse tek bir şey sormamıştı. Onu mahkûm etmişlerdi!

Kapı çalındı. İki asker beni almaya gelmişti. İç savaş çıkmış, seferberlik ilan edilmişti. Bunu bekliyordum. Hiç şaşırmadım. Bunu uzun zamandır korku ve kuşkuyla hep bekliyordum. Hazırlandım ve o salı sabahı evden çıktım.”

Genç bir öğretmen bir sabah Kuzguncuk’taki evinden apar topar alınıp askere götürülür. O, bunun bir kâbus olduğuna, arkadaşlarıysa onun iç savaşa katıldığına inanmaktadır. Oysa annesi oğlunun bir ambulansla evden götürüldüğünü anlatmaktadır.

     

KUMRAL ADA-MAVİ TUNA adlı romanın Avrupa’da okutulduğu okullarda kullanılmak üzere Buket Uzuner tarafından hazırlanan 9 düşünce durağı

1- Kumral Ada ~ Mavi Tuna, yanılsama ile gerçekliğin kolaylıkla yer değiştirebildiğini, bize bir iç yolculukla, bir iç savaş fonunda anlatan bir romandır. Bu yolculuğa paralel kurguyla eşlik eden geri dönüşler (flash back) bize karakterler hakkında gereken ipuçlarını sunmaktadır. Bu romanın, ‘Gerçek bazan o kadar inanılmazdır ki, kişi onu bilmekten kaçar’ dediğini düşünmek yeterli olur mu? Romanın iklimi yalnızca bu mevsim üzerine kurulu demek olası mıdır?

2- Bu roman için otoanalitik olduğu söylendi. Doğrudur. Romanı otoanalitik açıdan nasıl incelersiniz?

3- Romanda kuru milliyetçilik (nationalism) ve kuru cinsiyetcilik (sexism) gibi içi boş, dışı renkli ırkçılık kavramların insan sevgisi ve şefkat(insancıllık) gibi duygu ve düşüncelerle yenilenerek modern milliyetçiliğe dönüşümü işleniyor. Bu konuyu romanda taşıyan karakter kimdir ve dönüşümüne etkili olan(lar) nedir?

4- Dostoyevski’nin polifonik bir yazar olduğu bilinir. Onun kahramanları birbirlerinden tamamen farklı kişilik sesleriyle hayat kazanmışlardır. Kumral Ada ~ Mavi Tuna romanının kahramanları için de aynı özelliğin geçerli olduğunu kitabın İtalyanca ve Ingilizce çevirmenleri birbirlerinden habersiz olarak söylemektedir. Bu romanın polifonik olduğu fikrine katılıyor musunuz? Neden?

5- Bireysel geçmişimiz, yaşadığımız toplumun, dünyanın geçmişiyle ve yaşanan çağın koşullarıyla bir bütündür. Tuna bunu bize farklı metaforlarla sık sık hatırlatıyor. Örneğin askeri darbelerin yapılıp, demokrasinin askıya alındığı tarihler doğum günlerine denk düşmüştür. Romandaki benzer metaforlari bulabilir misiniz?

6- Tuna, kuru akil ve mantikla başarılı ve güçlü olmak formülü diretilen erkek-insan modeline karşı çıkmaktadır. Asıl cesaretin yüreğin sesini boğmayan bir akıl ile sağduyuyu boğmayan bir mantık olduğuna inanır. Duygunun ve insanlığın cinsiyeti olmadığına inanan bu yeni yüzyıl erkek modelini romanda destekleyen kadın karakter kimdir?

7- Bir problemi çözmek için işe önce iç işlerden başlamak gereğini vurgulayan bu iç yolculuk ve iç savaş romanı ‘Türkiye Aydını’nın gözlerini kendi toplumuna çevirmesi gereğini de anlatmaktadır. Bu konunun hangi karakterlerle hangi bölümlerde yoğunlaştığını tartışınız

8- Demokrasi, en önce kendi evimizde, ailemizde ve aşklarımızda gerçekten yer etmeden toplumumuzda varolamaz. Şiddet içimizde ve ailemizde varsa toplumumuzda da olacaktır. Romanda bu söylemleri destekleyen ve tartışan bölümleri bulup, yorumlayınız.

9- Eğer bu romanana ek bir SON bölüm yazma sansiniz olsaydi, Tuna, Ada, Meriç ve Sair Dayi için neler düslerdiniz?

Tanıtım – Review
Nur Bilginoğlu
KUMRAL ADA-MAVİ TUNA

“Ve dostluğun insanın içine düştüğünü hissetmek için bir dakika bile uzundur bazen…”

Buket Uzuner herkese okumayı sevdirebilecek bir yazar… Benim için Türk yazarları (hatta tüm yazarlar) içerisinde bambaşka bir yeri olan, içinden taşan sevgisini kitaplarına da başarıyla yansıtabilmiş bir yazar Buket Uzuner. Onun yazılarını okuduğunuzda hemencecik teslim oluveriyorsunuz tüm düşlere, içmeden sarhoş olmanız işten bile değil, yazıları sizi gecenin sürüklediği aşırı dozda mutluluğa doğru götürüyor çoğu zaman Kumral Ada & Mavi Tuna’yı okuduğum zaman Viyana’daydım ve Tuna nehrine baktıkça Uzuner’in sorduğu “Gıpgri olan bu nehre neden mavi denmiş acaba?” sorusunu kendime sormadan edemiyordum! Herşeye rağmen güzel, çok güzeldi Tuna, tıpkı bahsetmekte olduğum kitap gibi. Bu kitabı okumaya başlar başlamaz “zamansız” sandığınız şeyler için asla zamanının geldiğini kabul edemediğinizi anlar ve kendi içsavaşınızı da anlamaya çalışırken bulursunuz kendinizi; anlamaya ve tabii çözümlemeye. Kendi çelişkilerinizi bilemem; ama kitaptaki içsavaşın sonucunu öğrenmeniz çok zaman almaz çünkü başladınız mı elinizden bırakamayacağınız ve bitince de gerçekten üzüleceğiniz bir yapıt bu. Sadece roman dersek yanılmış oluruz, bu kitapta aynı zamanda psikolojik tahliller, felsefi yorumlar ve günlük hayattan alıntılar bizleri bekliyor Uzuner’in diliyle Hayatımızı saran ve tüm hareketlerimizi etkileyen, tüm doğrularımızı değiştiren, bizleri sürüklemesine engel olamadığımız büyük dalgalar gibi olan tutkularımız (Yunanca’da “dalgas” kelimesinin tutku anlamına gelmesi sadece tesadüf olabilir mi?) ve karşı koyamadıklarımız, belki ulaşılmaz gibi göründüğü belki de idealize ettiğimiz için erişmek için çok çaba harcadığımız hedeflerimiz ve aşklarımız, bile isteye yaptığımız hatalarımız ve tüm çılgınlıklarımızla yüzleştiriyor bizleri yazar. Sadece çelişkilerimizi kendimize itiraf etme cesaretini gösterebilmemiz ve onları halının altına süpürmeye kalkışmayışımız konusunda bize destek vermesi için bile bu kitabı okumaya değer!

Tanıtım – Review
www.incekara.com.tr sitesinden alınmıştır.

Çoğu eleştirmenin yazdığı gibi, Kumral Ada Mavi Tuna bir savaş romanı değildir. Daha açık bir anlatımla, toplumumuzun kanayan yaralarından iç savaşı irdeleyen bir roman değildir bu kitap. Buket Uzuner’in kitabında bütün karakterler iç savaşın kadrosunda yer almazlar. İç savaşın asıl karakteri olan Tuna, bir kabusta yaşadıklarıyla çocukluğu arasında gidip, gelir. Romanda örülen olaylar, coğrafik bir mekana yıllar sonra yapılan ziyaretlerle ve kişileri konuştururak sunulur okuyucuya. Mavi gözlü Tuna’nın gördüğü karabasan (iç savaş), aslında bir üçgeni oluşturan üç karakterin birebir ilişkilerinde yaşadıkları ruhsal bir savaşın uzantısıdır. Tuna’nın Kuzguncuk mahallesinde başlayan sonsuz aşkı, sözde iç savaş kitabının her temasında bizimledir. Sonsuz aşkın ve üçgenin ikinci karakteri kumral Ada’dır. Ada’nın yazgısı romanın giriş ve sonuç bölümlerini belirler. Anlatının yalın ve akıcı bir dille işlenmesi, her sayfaya kolay okunur bir nitelik yüklüyor. Satırlar yer yer toplumsal sorunlarımızı işleyen cümleleri de içeriyor ve okuyucuyu düşündürüyor. Böylece aydın tartışmalarına okuyucunun katılımı sağlanıyor. Çoğumuzun çarpıcı ve acı veren dokusunu bütün duyularımızla algıladığımız aşk olgusu ise, bir kitapta ancak bu kadar güzel anlatılabilir. Okuyucu romanın içinde soluk alıp verirken, bir taraftan da yazarın romana konuk yaşamları bu kadar ustaca kurgulamasını hayretle karşılayabilir. Sona eriştiğinizde, kurgu hem o kadar yaşanası, hem de yaşandığında o kadar ürkütücü gelir insana. İşte bir Buket Uzuner kitabı okuduktan sonra da böyle paylaşası geliyor insanın, diğer dostlarla…

 

Satın Al