İstanbul 2700 Yıldır Menopoza Girmeyen Tek Dişidir!


Yazar Buket Uzuner, gezgin olmasının nedenini, ‘Şehirler Ecesi’ dediği İstanbul’ da en çok neleri sevdiğini, Moda’ daki yazı evini anlattı.

İlk olarak, gezgin olmanızın en temel nedenini anlatır mısınız?
Hepimizin hayatını biçimlendiren ilgi ve hırslarımız vardır ya, benim en temel dürtülerim de seyahat ve hikâye etmek oldu daima. Çocukluğumdan beri başka kültürlerdeki insanları merak ettim, dünyada var olan herkesin ve her şeyin bir hikâyesi olduğunu gördüm. Seyahat etmek kendini ve başkalarını anlamak, çözmeye çalışmak için mükemmel bir araç ve ilaçtır. Seyahat etmek arzusu bazı insanlarda o denli güçlü olabiliyor ki, parasız pulsuz olarak kendinizi yolda bulabiliyorsunuz! Bir de bağımlılıktır gezginlik…

İstanbul’ da gezilecek yerler daha çok size neleri hatırlatıyor? İstanbul’ da daha çok neleri seviyorsunuz?
İstanbullu olmasaydım, bir yabancı olarak İstanbul’ u gelip gördükten sonra da çok sevdiğim birkaç şehirden biri yine İstanbul olurdu. Hani bir gezi kitabımda dediğim gibi: “Eski kocam Paris, sevgilim New York, can dostum İstanbul!” yani! Tutkulu insanların sevgisi de tutkusal oluyor. Ben de İstanbul’ u böyle ‘hem iyi günde, hem de kötü günde’ seviyorum. İstanbul zehir yeşili ve umut mavisi enerjisiyle New York’ u, yedi tepesi, muhteşem tarihi mirası ve güzelliğiyle Roma’ yı, canlılığıyla Madrid’ i, salaşlığıyla Lizbon’ u, melankolisiyle Venedik’ i hatırlatıyor. İstanbul’ un pek çok semtini seviyorum.

Sizin Moda’ da bir yazı eviniz var. Buradayken hangi ruh haliyle yazıyorsunuz?
Moda’ daki küçük yazı evim, biraz ‘ kadın yazarın kendine ait oda’ sı ihtiyacından oluştu. Oğlum küçükken bütün anne-yazarlar gibi annelik her şeyin önüne geçip, ev tamamen çocuk-evine dönüşünce yazacak sakin bir yer bulma panik-atağı yaşadım. Aslında ben en çok kafe-pastanelerde yazmayı seviyorum. Yazmak çok yalnızlık istiyor, bu yalnızlığa pan-zehir olsun  diye belki kafe kalabalığındaki yalnızlığı  seviyorum.

İstanbul’ u daha çok neye benzetiyorsunuz? Gizli Kalmış Bir İstanbul denildiğinde aklınıza İstanbul’ un neyi gelir?
İstanbul ‘ Şehirler Ecesi’ olgun ve çok güzel, albenili bir kraliçeye benzer benim için. Bir ayağı Asya’ da, öbürü Avrupa’ da içinden deniz geçen dünyadaki tek şehir ve 2700 yıldır menopoza girmeyen tek dişidir!

Şehrin ruhunu aramak için dolaşmak gerekir. Siz daha çok nelerde dolaşırsınız?
Çok doğru söylüyorsun Sayım, yeni bir şehre gidince de kaybolarak dolaşmayı seviyorum, çünkü o zaman ara sokakları, turistik olmayan sahiciyi görebiliyorsun. Tabii İstiklal, Tünel, Galata, Sultanahmet’ te dolaşmak artık bir İstanbul klasiği bence. Bunun yanısıra Kadıköy ve Beşiktaş Çarşılarını (ki, kardeş kadar benzer) gezmeye bayılırım. Büyükada, Moda, Bebek, Kuzguncuk en favori semtlerimdir. Bir de İstanbul Modern Müzesi gözbebeklerimdendir.

Son olarak İstanbul’ la ilgili yeni proje kitaplarınız var mı? Biraz onlardan bahsedelim…
İstanbullular romanını çizgi roman olarak hazırlıyor, bir de ‘ Benim Adım İstanbul’ adlı bir fotoğraflı tasarım kitabı çalışıyoruz.

Röportaj: Sayım Çınar

Bir yorum ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir