Yıllık Arşiv: 2009


2BİN10 Hoş geldi de, gerçekte hangi yıldayız?

Merhaba! Sanki ben de bir internet kuşağı çocuğuymuşum gibi nete bağımlı, neredeyse ellerim her boş kaldığında, kafede, lokantada, araba kullanmadığım her seyahatte, evde, YOLDA artık o sırada ne müsaitse, iphone, e-defter veya PC, yani ‘Allah ne verdiyse’ (!) günde en az 2-4 saat bir ekranlara yapışarak yaşıyorum desem, inanır mısınız? […]


Böyle geçti edebiyatın bir yılı

Türk edebiyatı bir yılı daha devirdi. 50 Kuşağı 50. yılını kutladı, klasiklerden uyarlanan çizgi romanlar çok tartışıldı. Yazarlar geçen bir yılda edebiyat dünyasını Taraf için değerlendirdi. Buket Uzuner: 2009 Türk edebiyat dünyasında en ilginç olay Cumhuriyet dönemi yazarlarının TV dizisi olduktan sonra yeniden çok okunanlar listesine girerek genç kuşaklarca okunması […]


Gürsel Aytaç’la Thomass Mann ziyafeti

Alman ekolünden gelenlerin özdisiplini ve iş ciddiyetleri zaten bilinir ama söz konusu hanımefendinin asıl özelliği hem Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi”nin Alman Dili- Edebiyatı bölüm başkanı bir profesör, hem de ülkemizde yerli ve yabancı edebiyat bazında “karşılaştırmalı edebiyat” çalışmalarını akademiye ilk kazandıran edebiyatçılardan olmasıydı. Prof. Gürsel Aytaç”ın bu […]


Cervantes’ le Madrid’ de İki Gün

Yirmili yaşlarımda yaptığım ilk seyahatlerden biri de zaten en çok bu nedenle Madrid”eydi. Çünkü ortaokuldaki Türkçe öğretmenim, çocuklar için sadeleştirilmiş ve kısaltılmış baskısından büyülenerek okuduğum, o kötülüklere karşı savaşan Don Kişot”un* ve yamağı göbekli Sanço Panza”nın maceralarını yazan Cervantes”in devasa heykelinin Madrit”te olduğunu sevinçli bir heyecanla anlatmıştı. O sırada hayattaki […]


Kitap Kurtlarının Hazinesi

“Burada bulunan kitaplık benim 6. kitaplığım, aynı zamanda yazı evim. Kitaplarımın bir çoğu da evdeki kitaplığımda yer alıyor. Burası gibi evimin de her yeri kitapla dolu. Benim çeyizim bile kitaptı Bütün ailede bu böyle oldu hep. Çok uzun yıllar yurtdışında yaşadığım için çoğu eşyam, bunlara kitaplarım da dahil olmak üzere […]


Mozart’la Viyana’da bir pazar günü

Mozart’ın müziğini seviyor olmam, bazı müzisyen ve edebiyatçı tanıdıklarım tarafından yıllarca neredeyse bir suç gibi görüldü. Bu hala öyledir ama ben değiştim. Mozart konusunda değil de kimlerin düşüncelerine değer vermem gerektiği konusundaki ölçütlerim bakımından değiştim. Mozart’ı beğenmek, tıpkı çizgi roman okumayı, Tom Jones ve Erol Büyükburç’un sesini güzel bulmayı, Cem […]


Buket Uzuner’i Halit Ziya’ya bağlayan Aşk-ı Memnu

Buket Uzuner’ i Halit Ziya’ ya bağlayan Aşk-ı Memnu: İki Romanda Babalar ve Kızları İki İstanbul romanını buluşturan baba-kız ilişkileri Buket Uzuner’ in İstanbullular (2007) ve Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı Memnu (1900) romanlarında baba-kız ilişkileri dikkat çekicidir. İstanbullular’ da Belgin, Aşk-ı Memnu’da Nihal, benliklerinin oluşumunda büyük ölçüde babalarına bağlı, babalarından […]


Çetin Altan’la Bir Düğün Gecesi

Hiçbir yazılı kanıtım olmasa da beş yaşında okuduğum ilk sözcüğün onun yüzünden “TAŞ” olduğu söylenip durdu bizim ailede yıllarca. Babamla annemin her akşam beraber okuyup beğendiklerinde başlarını sallayarak, gizemli bakışıp beğenmediklerindeyse sanki birbirlerine kızmış gibi yüksek sesle tartıştıkları bir yazar vardı ve köşesinin tepesinde kocaman üç harf dururdu: TAŞ! Bu […]